25 Nisan 2011 Pazartesi

Bebekle uçak yolculuğu


Çağan'la kısa süreli birkaç uçuş yaşadık, üç saati aşmayan yolculuklardı bunlar, daha uzun zaman alacak uçuşlar için daha farklı hazırlıklar yapmakta fayda olacaktır.
İlk yurt dışı seyahatimizi Çağan 9 aylıkken yaptık, seyahat öncesi Dr'umuzu ziyaret edip genel bir sağlık kontrolünden geçtikten sonra olası hava değişiminden dolayı hastalanma durumunu göz önünde bulundurarak, yanımızda götürmemiz gereken ilaçların bir listesini verdi .

Calpol, Agumentin,Caljel ve Serum Physiologica

Dr. Haluk, ayrıca uçuş esnasında bebeklerin ve çocukların uzun süreli yolculuklarda huzursuzlandığını ve kimi zaman mide bulantısı, kusma gibi problemler görülebildiğini söyledi. Uçak yolculuklarında, uçağın kalkış ve inişlerinde kulakta basınç artmasına yol açabileceğini belirten doktorumuz, ''Bebeği, iniş ve kalkış sırasında emzirin. Emzirme imkanız yoksa emzik ya da biberon verilebilir. Bu, bebeğin kusmasını ve huzursuzlanmasını önlemeye yardımcı olur'' dedi.
Çocuklu hayat hakkında fikir sahibi olmadan önce çocukların uçakta illaki ağlamalarını kaderin bir cilvesi olarak yorumlardım. Bilmezdim ki garipçikler yetişkinler gibi sakız çiğneyemedikleri, ya da gerektiği zaman esneyemedikleri için kulaklarında hissettikleri basınçtan rahatsız oluyorlar… İşte bu yüzden kalkış ve inişlerde meme/emzik vermek, yoksa da biberon ya da herhangi bir şekilde su içirerek minik kulaklardaki basıncı azaltmaya yardımcı olmak  için çok önemli…
Uçuş esnasında, minik bir çantanın içinde yedek kıyafetler, bebek bezi ve bebeğiniz emmiyorsa mama bulundurmakta fayda var. Küçük çocuklar sürpriz yapmayı sevdikleri ve anne-babalarını en sıkışık zamanlarda zor durumda bırakmak konusunda özel bir yeteneğe sahip oldukları için nedense bu uçak yolculukları sırasında normalin gerek sayı, gerek miktarca katbekat üstünde çiş, kaka, kusmuk, vesaire yapmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle yanınıza ihtiyacınız olacağını düşündüğünüzün en az iki kat fazlası yedek kıyafet ve çocuk bezi mutlaka alın. En kötü ihtimalle taşımış oluyorsunuz. Ama Allah göstermeye yerden 9 bin metre yükseklikte elinizdeki tüm bezler tükenecek olursa kim yetişecek imdadınıza? Zımpara kağıdı niteliğindeki kağıt havlular mı?!
Sanırım “tüm havayollarında 2 yaşından küçük çocuklar ücretsiz uçuyor” diye bir genelleme yapmış olsam yanılmam. Ailecek uçuyorsanız bilet fiyatlarının toplam tutarının can yakıcılığı göze alındığında çocuk için para ödememek önemli bir avantaj oluyor tabi… Ancak hiçbir şey karşılıksız değil. Çocuğunuzun bedava uçmasının iki dezavantajı var:
1. Onun için para ödemediğinizden ona ait bir koltuk da olmuyor, kucağınızda götürmek zorunda kalıyorsunuz. (Kucakta yolculuk yapan bebekler için havayolu şirketleri seyyar güvenlik kemerlerini temin ediyorlar, uçuş başlamadan hostes bebeğiniz için bir kemer size getiriyor.) Bu sebeple rezervasyon yaptırırken çocukla olduğunuzu belirttiğinizde uçak tamamen dolu değilse mümkünse yanınızdaki koltuğu boş bırakmalarını rica edin ki yan koltuğa yayılabilin. (Birçok havayolu şirketi bunu kendiliğinden yapıyor, ama bebeğinizle uçtuğunuzu hatırlatmakta fayda var.) 
2. Yine çocuğunuz bedava uçtuğu için bagaj hakkı sizinkinden daha kısıtlı (hatta bazı havayolu şirketlerinde sıfır) oluyor. Bagaj limitini de rezervasyon yaptırırken sormak lazım ki havaalanında ekstra bagaj parası ödemek ya da bavul boşaltmak zorunda kalmayın. 
CHECK-IN YAPTIRIRKEN: Birçok havayolu şirketi pusetinizle beraber uçağın kapısına kadar gitmenize izin veriyor. Bu durumda uçağa kadar bebeğinizi pusetinde taşıyor, binerken katlayıp görevliye teslim ediyor, indiğinizde de pusetini hazır beklerken buluyorsunuz. (Yine de, hele de bebeğinizle yalnız seyahat ediyorsanız bunun böyle olduğundan uçuştan önce emin olun, çünkü bir elinizde bebeğiniz, bir elinizde biletiniz/el bagajınız/çantanız/bebeğinizi eşyaları, vs. taşımak mesafenin uzunluğuna göre çok zor olabiliyor.) Ayrıca yağmurlu havalarda pusetin ıslanacağını sizden başka düşünen olmuyor, dolayısıyla varsa pusetinize kılıf geçirmeniz yağmur, toz gibi dış etkenlerden korumanıza yardımcı olacaktır.
Cemal Dedesi, Çağan ve Babası Gate'te beklerken,
Yolculuklarımızdan birini, Çağan'la ikimiz yaptık, babamız yanımızda yoktu, ve aktarmalı bir uçuşta valizlerimin direk transfer olması gerekirken aaaa bide baktım benim valizim porttan geldi, şaşkınlıkla valizimi aldım, görevliden yardım istedim ama yeni uçuş için tekrar check-in yaptırmak zorunda kaldım, giderken küçük bir el çantasıyla ama dönüşte  koca bir valizle döndük, oğluşa Avrupa'dan birçok oyuncak aldık, ama havayolu şirketinin dikkatsizliğinin sıkıntısını yaşadım, çünkü bebeğim kendi kendine oturabilecek ya da yürüyebilecek yaşta değildi ve benim, koca bir valizim, Çağan için hazırladığım bir sırt çantam ve bebek pusetim vardı. Pusetimi ittireyim, valizimi çektireyim derken gücüm tükendi. Sonra valizlerimi taşımak için bir araba aldım, valizi arabaya koydum ardından pusetide kapatıp arabaya koydum, Çağanı arabanın üzerine oturtup, onu sıkıca tuttum ve taşıma işimi biraz kolaylaştırdım. Uçuşlarda başınıza beklenmedik şeyler gelebilir hazırlıklı olun.
UÇAĞA BİNERKEN: Bazı havayolu şirketleri çocuklu yolcularına pre-boarding denen bir seçenek sunuyor. Eğer uçtuğunuz şirket bunu sağlıyorsa sizi sıraya tabi olmaksızın diğer yolculardan önce (first class’ten sonra) uçağa alıyorlar. Aslında çocukla uçak kabini gibi dar bir alanda saatleri geçirecekken bir 10 dakika daha erken girmek ne kadar akıllıca tartışılır, ama rahat rahat yerleşebilmek açısından pre-boarding yapmanın avantajlı olduğu kesin.
İHTİYAÇ MOLASI: Bebeğinin altını uçakta olaysız değiştirebilen her annenin çocuk bakımı konusunda üstesinden gelemeyeceği hemen hemen hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Nitekim uçak tuvaletlerindeki alt değiştirme masaları genellikle yufka büyüklüğünde ve adeta siz bulamayın diye klozetlerin arkalarına saklanmış, duvarlara yapıştırılmış şekilde oluyor. O dapdaracık alanda bırakın kıpır kıpır bir çocuğun altını değiştirmeyi, insan kendi tuvalet ihtiyacını karşılarken bile klostrofobik atak yaşıyor. Bu nedenle, her zaman yanınızda taşıdığınız bavul büyüklüğündeki bebek çantasının yanı sıra, tuvalete giderken yanınıza alacağınız, ve sadece altını değiştirirken ihtiyaç duyacağınız eşyaları koyabileceğiniz küçükçe bir çanta bulundurun.
DİĞER YOLCULARIN BAKIŞLARI VE SİZ SORMADAN YAPILAN YORUMLAR: Bebek olmadan önce bekleme salonunda ne zaman bir bebekli çift görsem “Allah’ım! Ne olur benim yakınıma düşmesinler!” diye dua ederdim. Çocuk öyle ya da böyle ağladığında da açıkçası anne-babanın susturmayı beceremediklerini düşünürdüm. Aslında doğru… Susturmayı beceremediğiniz de oluyor. Ama uçak kalabalık, dar, havası kuru, uğultulu bir mekân. Siz istediğiniz kadar hazırlanıp yanınıza tonla oyuncak alsanız da bebeğiniz/çocuğunuz rahatsız olup yaygarayı kopartabiliyor. Ne kadar emzik/meme verseniz de kulaklarını rahat ettiremeyebiliyorsunuz. Bu durumda insanların göz devirerek bakışlarını, “cık cık cık”lamalarını, sanki siz bilmiyormuşsunuz gibi “Kulağı ağrıyor, kulağı… Emzik vermek lazım…” türünden yorumlarını duymazdan gelip çocuğunuza o anda ihtiyacı olan ilgi ve sevgiyi vermek yapılacak en iyi şey. Rahatsız olan yolcuların sıkıysa uçağı terk etmelerini kibarca rica etmekte de bir sakınca görmüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz en kısa zamanda yayınlanacaktır.
Sevgiler
Nana