27 Nisan 2012 Cuma

Ağaç

Geçtiğimiz çarşamba günü Çağan'ı kreşin servisinden aldıktan sonra; Kampüste, çalıştığım Fakülteden nizamiye yönünde yürümeye başladık, babamız gelip bizi alacaktı, olduğumuz yerde beklemektense, yürümek daha keyifli olur diye düşündüm. 
Tabi oğluşun aşırı merakı ve soruları hiç bitmiyor. 
Soruları konuşmayan bir çocuk nasıl sorar? diye düşünmeyin şöyle ki! 
Eliyle, sormak istediği yöndeki nesneyi işaret edip, ahhhhhh! diye bağırarak. :)))) yapıyor bizim kuzu bu işi.
Karıncaları, binaları, yerdeki arnavut kaldırımlarını, havuzu, çiçekleri derken, ağaçlık bölgeye geldik. Kimi ağaçlar kısa, kimileri ise uzundu. Bende Çağan'a bir yandan yürürken bir yandan bak bu ağaç kısaymış, şu ağaçta kısa, ama bak bu çok uzunmuş diyordum. Bir ara kısa küçük bir ağaca yanaşıp cici yaptı. Bitkileri; koparma, yolma huyundan böyle vazgeçirdim. Onlara cici yapılır diyerek ve göstererek.

Derken babamız geldi ve ağaçları oracıkta unutarak arabamıza binip evimizin yolunu tuttuk. 
Bu sabah, özel dersimiz vardı. Arabamız serviste olduğu için çıkışta yine babamız bizi alıp Çağan'ı kreşe, beni işime bırakacaktı. Babamızı beklerken, yol kenarındaki ağacı göstererek AĞAÇ dedi oğlum. Neymiş oğlum tekrar AĞAÇ. Senin o tatlı dilini yerim, maşallah kuzuma. Bu çocuklar birer kayıt cihazı gibi oluyorlar. 
Anne babalar, çocuklarımızla sürekli konuşalım, onların sorularını cevapsız bırakmayalım. 

Ekersek, biçeriz.

Sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz en kısa zamanda yayınlanacaktır.
Sevgiler
Nana